Pedaliaceae familyasına ait olan, sesamum cinsinden görülen susam, doğada 36 farklı türle karşımıza çıkmaktadır. Sesamum indicum, kültürü yapılan türü oluşturuyor. İlk yetişmeye başladığı yer kesin olarak bilinmeyen susam, yüzyıllardır dünyanın farklı coğrafyalarında yetiştiriliyor. Araştırmalar, susam türlerinin üçte ikisinin Afrika’da yer almasına dayanarak anavatanının Afrika kıtası olabileceği söylüyorlar.
%50-60 oranında yağ içeren susam, %25 protein bulundurması nedeniyle oldukça besleyici görülüyor. Ancak ekonomik olmadığı için yağ olarak kullanımı ülkemizde sınırlıdır. Bunun yerine tahin yapımında susam kullanımı öne çıkıyor. Susam, mutfağın yanı sıra kozmetik sektöründe de sıklıkla kullanılıyor. (Kuru ciltleri yumuşatma ve besleme konusunda da çok etkili olan susam yağı cildi sıkılaştırır, içeriğindeki antioksidanlar vasıtasıyla cildi temizler, toksinlerden arındırır ve besler. Susam yağı, ciltteki sivilce oluşumunu da önceden önler. Susam yağını tüm cildiniz için kullanabilirsiniz.)
Tek yıllık, çalı formunda bir ekin olan susam, 3-4 aylık gelişme süreci sonunda hasada hazır hale geliyor. Kazık köklü, yoğun lifli köke sahip olan susamların boyu 30 ile 250 cm arasında değişiyor. Genellikle ikinci ürün olarak yetiştiriliyor(İkinci ürün ; ilk tarlaların ekimlere başladıkları zaman ilk ekilen ürünün tarlalardan kaldırıp ikinci bir ürün ekmesine ikinci ürün denir.). Susam, kısa sürede yetişmesi sayesinde ekim nöbetine uygun görülüyor. Susam yetiştiriciliği ülkemizde en çok Ege Bölgesi, Akdeniz Bölgesi ve Güneydoğu Anadolu Bölgesi illerinde yapılıyor. Hem iklim hem de toprak şartları susama uygun olan bölgede, farklı türlerde birçok susamın yetiştiğini söylemek mümkün.